Sayfalar

22 Ocak 2025 Çarşamba

Antik Ağıt

Nerede o ışık?
Bir hüzmenin gözlerine yansıdığı,
O tabiat denilen anayı besleyen,
Hades'in nefret edip yerin altına kaçtığı,
O ilahi yansıma?

Gaia'dır oysa ki yücelten,
bir tohumun varlığında,
Hayat veren toprak,
Ölen Lakedaimon'luyu içine aldığı gibi,
Alır mıydı insanın zavallı yazgısını?

Yahut bir avcının beklediği o beyaz gövde,
Ortaya çıkıncaya değin,
O soft ışık mıdır aklımıza habis düşünceleri mıhlayan,
ya da kalbimizde gedikler açan?

İnsan denklemlerin karmaşasında,
Hüznünü yansıtır mı Lethe'nin yüzü gibi bir suya,
ya da gözlerinden taşan yaşlara?

9 Ocak 2025 Perşembe

-

Oysa gece,
Zihnin gündüz düşüncelerini katleder,
Ket vurur boğazında düğümlenen kelimelere,
Kendi notalarını besteler,
Sen dinlersin onu uykuya yenik düşünceye dek.
Sonra yine aynı döngü,
Kahrolasıca sarkaç seni mahveder.
Sen aklının ve bu yaşamın hengamesinde,
Oradan oraya sallanır durursun.

Düz yollar sana uzak,
Engebeli ve çetin yollar,
Bu yoldan dize gelirsin,
Kanında her şey,
Her şeyi zor yoldan öğrenirsin.

Artık mesken belledin,
yaşamını
ve yaşamın sana tattırdığı yazgıyı,
Sırtında taşıyacaksın biriktirdiğin,
Ölü yüküne değin...

1 Ocak 2025 Çarşamba

Tecelli

Zamanın sınırlarını zorlayan bir zihin ne ise,
senin tutumların, istençlerin,
bir türlü kabullenemeyişlerin yıktı o tabakayı.
O hala yaşayan dokunulmazlık abidesi her ne ise,
senin var etmeye olanak tanımadan bıçak gibi kestiğin,
göğüs kafesinde muhafaza edemediğin o geçkin,
her zerresini hissedebildiğin o lütufkâr yücelik,
nebulanın gözyaşlarında yıkanan o keşiş cübbesini,
üzerine giydiğin her an, yediğin yine kendi yüreğin.
Ama artık bir son bulmalı bu cebelleştiğin,
güneşle günlerce savaştığın, ay ile kucaklaştığın,
yorgun bir savaşçının kınında uyuyan kılıcın,
intihara meyilli bir berduşun emekliliğidir artık,
uğraş duyduğun tecelli,
yarınlara bıraktı tekrar sürükleyişini.