Zamanın sınırlarını zorlayan bir zihin ne ise,
senin tutumların, istençlerin,
bir türlü kabullenemeyişlerin yıktı o tabakayı.
O hala yaşayan dokunulmazlık abidesi her ne ise,
senin var etmeye olanak tanımadan bıçak gibi kestiğin,
göğüs kafesinde muhafaza edemediğin o geçkin,
her zerresini hissedebildiğin o lütufkâr yücelik,
nebulanın gözyaşlarında yıkanan o keşiş cübbesini,
üzerine giydiğin her an, yediğin yine kendi yüreğin.
Ama artık bir son bulmalı bu cebelleştiğin,
güneşle günlerce savaştığın, ay ile kucaklaştığın,
yorgun bir savaşçının kınında uyuyan kılıcın,
intihara meyilli bir berduşun emekliliğidir artık,
uğraş duyduğun tecelli,
yarınlara bıraktı tekrar sürükleyişini.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder