Sayfalar

18 Temmuz 2023 Salı

Sönecek korla yanan sızı, belki de bulunduğu bedeni eritecek.

Ezelden beri içimde yer edinmiş melankoli ile yolculuk eşliğinde günlerimi geçirmekteyim. Fakat benim içimdeki melankoli vaveyla koparırken hangi duygumu terazide tutayım? Hangi benliğimin elinden tutayım? İçimdekiyle kana kana beslenirken onu nasıl yok edeyim? Üretkenliğimin önüne nasıl ket vurayım? Delilerce sözcükler dökmek isterken neden bir sözcük bile çıkıvermez dilimden? Nedir bunca bekleyişim? Sanırım bir yanardağ gibi püskürmeyi bekliyor ansızın. Ne şuan tükendiğimi söyleyebilirim ne de başka zaman. Hiçbir zaman kendimi tanımlayacak vaktim ve metanetim olmadı. Klasikleşmişçesine bir kimseye dönüverdim. Belki de bir karakterim yok, birçok karakterim var. Belki de bir yüzüm yok, birden çok maskem var. Kendi sırtını kırbaçlayan bu dizelerim ne beni içten içe kemiriyor, ne de ben kararsız bekliyorum. Bunca zamandır belki de kayıtsızım, belki de kendimi yazıya verdiğimden beri. Açıkçası pek çok şeyi biliyorum desem de hiçbir şey bilmiyorum. Belki de tüm bunları idrak etmiş olmam kendi içimde bir kukla tiyatrosuna dönüştürdü beni. Deliliğe tonla övgüler dizebilirdim, ne olduğunu bilseydim. Şayet belki de kendimi tanıyabilseydim, her şeyi dizebilirdim. Ne dilimin sınırı var, ne de aklımın. Belki de zamanında dediğim gibi dış gözler bana lisan olur. Belki de delinin ta kendisiyimdir de bana fısıldayan yoktur. Belkilerim hem bu dünyada hem de iç dünyamda beni bir köleye çevirdi. Ben en nihayetinde biterim, söylediklerimi kulağına alan olursa şayet benim bittiğim yerden başlar belki de. Bu belkiler diyarından size bedenen hiç yıpranmamış lakin aklen ölüme yakın az kullanılmış bir hayat getirdim!


18.02.2023