Sayfalar

22 Ocak 2024 Pazartesi

Fountain

Yüzündeki gözler
iki gece güne bakan
zihninin evreni
acıyla katlanmış
başka hiçbir şey yetmez.

Bir aynanın karşısında
bizi hayal etmiş
sağır dilsiz
düş kırıklığını sezmiş,
ona bakmak için
karanlıkta.

Sonrasında gözleri kapanmış,
kirpiklerinde uzay,
gökyüzü kapakları,
göğe tırmanmak için,
zihnini nebula'da tutmuş,
eğer fanus içindeki ağaç ölürse,
kirpiklerinde kaybolurmuş.
Zihnindeki her sızıyı hissettiği vakit,
ağaçtan bir kabuk soymuş ve beslenmiş.
Kökünü gözyaşları ile beslemiş.

Şimdi ise ne fanus kalmış geriye,
ne uzay ne de gökyüzü.
Çünkü gözlerini açmış,
işte tüm benliği orada başlamış,
sırtını sürekli kamçılayan hakikati,
zihninin koca bir kara delikten ibaret olduğunu,
tüm çırpınışlarının sadece batmayla sonuçlandığını,
insanın hüsran yazgısını ve binbir silsilesini anlamış.

1 Ocak 2024 Pazartesi

-

Ne başlangıcı vardır ne sonu,
Bir vefa mıdır onu ayakta tutan,
Yoksa bir dost mu?

Ölesiyle hayıflanır halbuki,
ıssızdır sözcükleri
İçinden dökmek isterdi,
Oysa o dökerdi gözlerini.

Tüm dünya yükünden,
Bir sıcak fikirden,
o kurtarırdı beni,
çok yakında olsa da,
Irak etmiştir bana yolları.

Ne başlangıcı vardır ne sonu,
Bir vefa mıdır onu ayakta tutan,
Yoksa bir dost mu?

Şimdi kalan mürettebatladır,
Bir dost okyanusunda,
sahtekarlarla açıktadır.
Ya gemisi su alacak, 
Ya da bu derya da boğulacaktır.

Artık ne başlangıcı kaldı ne de sonu,
Bir yalan mıydı onu ayakta tutan,
Yoksa bir dost mu?

                                                                            S.T ithafen...