Bütün ömrüm böyle geçecekse,
eğer sen narin şey,
gözümün önünde filizlenen,
bir hayalin esirinde,
eğer sen narin şey,
bir duygunun bağrında atan,
o yakıcı tenin nasılsa,
nasıl değiyorsa tenime,
Seni besleyeceğim akıncaya dek,
damarlarımda gezinen kanı.
Oysa bu pranganın içinde,
debelenen ben değilmişim,
hislerimmiş yekpare sana dökülen,
aklım ve kalbim bir sarkaç olmuş,
ortasında zincirdir bizi boğan,
ya da elleridir boğazımıza sarılan.
Şimdi güneşin yakıcılığında
ya da ayın soluk ışığında,
kavuşan iki dünyadır
ve bana ölüm,
sana yaşamdır açılan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder