Sayfalar

1 Mayıs 2022 Pazar

Tanrıya Karşı Söylev

Dinin insana yararlı olabileceğine inanmayalım artık. İyi yasalarımız olsun, o zaman dinden vazgeçebiliriz. Ama denecektir ki, halka bir din gerekir; halkı eğlendiriyor, ona sahip çıkıyor. Pekala! Öyleyse, özgür insanlara yakışan dini verin bize. Pagancılığın tanrılarını geri verin bize. Jupiter'e, Herkül'e ya da Pallas'a seve seve taparız; ama kendi kendine hareket eden bir evrenin düzmece yaratıcısına karnımız tok; kapsamdan yoksun ama kendi devasalığıyla her şeyi dolduran bir Tanrı'yı, her şeye kadir olan ama asla arzuladığı şeyi yerine getirmeyen bir Tanrı'yı istemiyoruz, son derece iyi olmasına karşın yalnızca hoşnutsuz kullar yaratan bir varlık istemiyoruz, düzenin dostu olan ama yönetimi altındaki her şeyin düzensizlik halinde olduğu bir varlık istemiyoruz. Hayır, doğayı rahatsız eden, karışıklığın babası olan, dehşet saçan insanı harekete geçiren bir Tanrı istemiyoruz; böyle bir Tanrı karşısında duyduğumuz öfkeden tir tir titreriz ve biz onun sonsuza dek unutulmasını isteriz.

En önemli işiniz dini eğitimin pek ihmal ettiği temel ahlak, özellikle bu eğitimin temeli olsun. Çocuklarınızın genç dimağlarını yoran Tanrı'yla ilgili aptallıkların yerine, onları mükemmel toplumsal ilkelerle doldurun; on altı yaşına basar basmaz unutmaktan gurur duyacakları uyduruk duaları onlara ezberletmek yerine, toplum içindeki görevlerini öğretin; geçmişte şöyle bir sözünü ettiğiniz ve sizin dini masallarınız olmadığında, onların kişisel mutluluklarına yeten erdemleri sevmeyi öğretin onlara; bu mutluluğun, kendimizin ne kadar talihli olmasını istiyorsak başkalarını da o kadar talihli kılmaktan ibaret olduğunu bilsinler. Eğer bu hakikatleri, geçmişte çılgınca yaptığınız gibi dinlerin boş hayallerine dayandırırsanız, çocuklarınız temel ilkelerin uydurukluğunu fark eder etmez kurduğunuz yapıyı çökerteceklerdir ve sırf devirdikleri din onları yasaklıyor diye birer hergele olup çıkacaklardır. Tersine, erdemin gerekliliğini, yalnızca kendi mutlulukları buna bağlı diye açıklarsanız, bencillikleri nedeniyle namuslu insanlar olurlar ve tüm insanları yönelen bu yasa daima tüm yasaların en güveniliri olur. Dolayısıyla, bu ulusal eğitime dinsel bir masal karıştırmaktan uzak durun. Bir Tanrı'ya tapan sefiller değil, özgür insanlar yaratmak istediğimizi asla gözden uzak tutmayalım. Sıradan bir filozof bu yeni öğrencilere doğanın anlaşılmaz yüceliklerini öğretsin; insanlara çoğu zaman çok zarar vermiş bir Tanrı'yı tanımanın asla insanların mutluluğuna hizmet etmediğini ve anlamadıkları şeyin nedeni olarak hiç anlayamayacaklarını onlara kanıtlasın; doğayı anlamaya çalışmanın, ondan zevk almaktan ve onun yasalarına saygı göstermekten daha az önemli olduğunu; doğanın yasalarının bilgece ve basit olduğunu; bu yasaların tüm insanların yüreğinde kazılı olduğunu ve itkiyi kavramak için bu yüreği sorgulamak gerektiğini kanıtlasın. Eğer bu öğrenciler kendilerine ille de bir yaratıcıdan söz etmenizi istiyorlarsa, nesnelerin nasılsalar daima öyle oldukları cevabını verin onlara, asla başlangıçları olmadığını, asla sonlarının da olmayacağını söyleyin, asla bir şey açıklamayacak ve bir şey ileri sürmeyecek hayali bir kökene uzanabilmenin insan için hem yararsız hem de imkansız olduğunu söyleyin. Duyularımız üzerinde varlık göstermeyen bir varlık hakkında hakiki fikirlere sahip olmanın insanlar için imkansız olduğunu söyleyin onlara.

*Marquis de Sade*